“Kapılar” diyerek başlıyoruz söze…
Bir süredir başta ailem efradım olmak üzere kimine yaşayacağı hayatta yol gösterici
kabilinden el kitabı, kimine okuduğunda kendine dair yaşanmışlıklar bulacağı hatırat, kimine
ise boş zamanını değerlendireceği ve bu vesileyle hayatımın hülasasına vakıf olacağı bir eser
kaleme alıyorum.
Yaşadığım merhaleleri aktarırken söze “Kapılar” diyerek başlamamın esbabını
okuyucunun nazariyatına bıraksam da küçük bir not ile siz sevgili dostlarıma hatıratım hakkında
bilgilendirmeyi uygun gördüm. Bunu yaparken gayem okuyucuya ” Kullanma kılavuzu”
mahiyetinde tanıtım yazısı yazarak eserimin yorumlanmasında sübjektif manada yönlendirmek
değil bilakis dostlarımın şahit olmadığı ve kimi gözlerden uzak yaşadığım hayatımın muhtevası
arz edip beni en yalın haliyle ve yine benden tanımalarını sağlamak oldu.
Eserimi kaleme alırken zihnimin tozlu raflarında unutulmaya yüz tutmuş sayfalarına göz
atmak, tarifi zor ve bir o kadar da keyifli bir deneyim yaşamamı sağlamakla birlikte bu yolculuk
Klasik eserleri ” Klasik” yapan mefhumun ne olduğunu da öğrenmeme vesile oldu. Malumunuz
eserleri “Klasik” kategorisine dahil eden yegane saik, kaç kere okursanız okuyun her seferinde
başka bir lezzet ve başka bir perspektif yakalıyor olmanızdır. Şahsi kanaatime göre her beşerin
yaşadığı hayat klasik bir eser misali bakıldığı zamana ve pencereye göre şekil alan düşünsel
bilgi kaynağıdır. İşte bende geçmişime bugünün deneyimleriyle bakma fırsatı bularak hayata
dair çıkarımlarımı, betimleme yapmadan, ağdalı sözlere tevessül etmeden ve dahi hüsn-i zan
ile sayfalara dökmeye çalıştım.
Kimi yerde tamahkarlık ve Modernitenin Şehr-i Sultan olan İstanbul’umu menfi yönde
ne denli değiştirip dönüştürdüğüne tekrar tanıklık ederek mahzun, kimi yerde ise bizi biz yapan
değerler manzumesine malik olduğumuzu idrak edip mesut oldum…
İnşallah pek yakında kitaplaşarak sizinle buluşacak olan naçizane eserim vesilesiyle,
benim gözümden bir döneme şahitlik edeceksiniz…
İnşallah tozlanmayacak raflarda görüşmek dileği ile…
Muammer ÇUKUR